31 Ocak 2013 Perşembe

Küresel Marka


Yerel kültür markalarının küreselleşme yolunda karşılaştığı noktalarda etkileyici tespitlerde bulunan "Küresel Marka", pazarlama ile ilgilenenler için bir başucu kitabı niteliğinde.

Çevirisine katkıda bulunduğum Hollis ve Milward Brown ekibinin kitabı Brandage Yayınları'ndan çıktı.


http://www.pandora.com.tr/urun/kuresel-marka/252871

Futbol Markaları




Modern hayatın gladyatörlerinin arenada vurduğu topun yarattığı ekonomik etki yadsınamaz. Peki bu markalar nasıl oluşur, nelerden beslenir ve yaşar? 

Yerel spor markalarının nasıl küresel güç merkezi haline geldiğini gösteren bir inceleme. Çevirisini yaptığım Sue Bridgewater'ın kitabı Brandage Yayınları'ndan çıktı.

7 Ocak 2013 Pazartesi

Bicycle



April tenth, 2012, Tuesday. I came to Brussels today. Argun met me at the airport. How polite he became. We had our dinner at home. His girlfriend prepared an elegant table. They seem vey happy. He has a simple life with a small house and a small car. A greed free life which doesn't seem to be effected from others' thoughts. He changed a lot. Amazing.

April eleventh 2012, Wednesday. I took the road to Amsterdam by the car I rented. I couldn't manage to stay longer at Argun's. It was a welcome beyond my expectations. I could have expected to see him wealthy but the moral richness completely suprised me. 

April eleventh 2012, Wednesday, afternoon. I am lost. I had unintentionally marked a different Amsterdam on the navigation. So I came to a village called Amsterdam of the country Weesp, thirty kilometers to "Amsterdam". I can spend rest of my life here. Houses accross the river, boats parked in front of them, people reading books in their garden with a coctail. Mature and polite people with no hurry. Green is everywhere. Life is slow, plain and smooth. 

April thirteenth 2012, Firday. Everyone I met looks me in the eye and smiles. I forgot underestimating. I wish I had a bicycle and go among them. 

April fourteenth 2012, Saturday. I am back at home. Istanbul. I never had a bicycle.


2 Ocak 2013 Çarşamba

Good Bye, Lenin!

Dünya değişiyor. Ama bir kişinin dünyası aynı kalmalı.

Komadan çıkan annesi çok sevdiği Doğu Almanya'nın artık var olmadığını öğrenmemeli. Yeni bir şok onun ölümüne yol açabilir.

1989 yılında Doğu Almanya'da rejimi protesto eden genç adamın tutuklandığını gören annesi kalp krizi geçirir ve komaya girer. Aylar sonra kadın uyandığında artık Doğu Almanya yoktur. Annesini çok seven genç adam onu heyecandan uzak tutmak için evin bir odasında Doğu Almanya Demokratik Cumhuriyeti'ni yaşatmaya devam eder.

Bu bir dönem filmi değil. Politik bir film de değil. Algılara dayalı psikolojik anlatım olduğunu da düşünmüyorum. Arka planda bu ögelerin bulunduğu bir sevgi filmi, anne sevgisi.

Turşu kavanozu aramaktan, haber bülteni hazırlamaya giden yolda tek amaç annesinin alışık olduğu dünyasında yaşamaya devam etmesini sağlamak.

Çok hızlı yaşanan politik, sosyal, kültürel değişimlerin arka planda işlendiği, en küçük yanlışın tüm planı bozabileceği bir oyunda ön planda insanı seyrediyoruz. Genç adamın annesini korumaya çalıştığı zorlu mücadelesinde, iyilik, kötülük, sevgi, inanç, bağlılık gibi kavramlar, yönetim biçiminden bağımsız çıplak insanda karşımıza dikiliyor.